On bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayı yine kapımıza dayandı, bereketiyle geldi. Bu yüzden biz de "Merhaba ey şehr-i Kur'ân! Merhaba ey şehr-i sıyam! Merhaba ey şehr-i kıyam! Merhaba ey şehr-i gufran! Ve Merhaba ey şehr-i insan!" diyerek uzaklardan gelen misafirimizi selamlıyoruz.
Geçen sene elveda diyerek uğurladığımız mübarek Ramazana on bir aydır duyduğumuz hasret son buluyor. O yüzden gözümüz aydın...
Göz aydın hepimize
Mübarek günler bize
On bir ayın sultanı
Hoş geldin evimize!
Ramazan ayı, insanı özüne döndürmek için geldi. İlâhî alemden çağlar üstü son mesajı vermek için geldin. İnsan ruhunu, sıyam/oruç, kıyam/teravih, furkan/mukabele ve ikram/sadaka ile beslemek için geldi.
Bizlere Ramazan-ı şerifi ikram eden Yüce Rabbim! Oruç tutmakla, teravih kılmakla, Kur'ân okumakla, sahurlarda yemek ve temcitle, iftarlarda sofraları ve sevinci paylaşmakla, ay boyunca vereceğimiz sadakalar, yapacağımız hayır ve hasenatla, fıtrat ve özümüzü hatırlatan fitrelerle bizleri ihya eyle! Ramazan ayının bereketini ve güzelliklerini gönlümüze, hanemize, yurdumuza ve dünyamıza ikram eyle!
İnsanı en güzel bir surette yaratan ve yarattıklarının en şereflisi makamına oturtan Cenâb-ı Allah, onun üstünlük ve zayıflıklarını da bilmektedir. İnsanın üstün vasıflarını korumak, eksik taraflarını tamamlamak ve yanlış yola gitmesninin önünü almak..
İslâm dini yeryüzüne çöken karanlığı yarıp insanlığa muhtaç olduğu aydınlığı göndermediği dönemde dünyaya gelerek melekleri ve insanları sevindiren nurlu yetim Hazreti Muhammed (s.a.s.), önce babadan, sonra da anadan yetim kalınca dedesinin himayesinde..
İslâm dini, her insanı belirli hak ve sorumluluklar taşıyan bir şahsiyet olarak kabul eder. Her şeyin sahibi olan ve Mâlikü’l-mülk ismini taşıyan bütün mülkün mutlak sahibi Cenâb-ı Allah, mahlûktın en şereflisi olarak yarattığı insana mülkü üzerinde..